Kanıt, yönetmenliğini Cem Sürücü ve Biray Dalkıran'ın üstlendiği, hikâyelerini Selin Atasoy Hartevioğlu ve senaryosunu Ahmet Saatçioğlu'nun yazdığı Türk polisiye televizyon dizisi.
Ortalama Puan: 8.1/10
49 Bölüm
İstanbul Emniyet Müdürlüğü cinayet masasından Başkomiser Orhan ve Komiser Selim her hafta başka bir cinayeti çözmeye çalışıyorlar. İkilinin bulduğu delilleri Kriminal Laboratuvarda değerlendiren Gamze ile Adli Tıp'ta cesetlere otopsi yapan Doktor Ece ise cinayetlerin çözülmesine yardımcı oluyorlar. Cinayetlerin çözülmesinde yardımcı olan teknikleri ve bunların tarihsel gelişimini ise Prof. Dr. Sevil Atasoy anlatıyor.
08 Temmuz 2010 tarihinde yayınlandıSerseriliğiyle mahalleye korku salan, kimse tarafından sevilmeyen Ahmet Emin öldürülür. Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim olay yerinde inceleme yapar, delilleri toplar ve şahitlerin ifadelerine başvurur. Prof. Dr. Sevil Atasoy da, toplanan delillerden hangi bilimsel sonuçlara ulaşır. Cinayet, hırsızlık nedeniyle mi işlendi? Olay, adi bir mahalle kavgası sırasında mı ortaya çıktı? Yoksa, ortada görünenden fazlası mı mevcut?
Ormanda bulunan genç bir kadın cesedi... Hint tanrısı Şiva'nın izinde iki polis... Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, ormanda bulunan genç kadın cesedinin kime ait olduğunu ve cinayetin neden / nasıl işlendiğini bu hafta “Kanıt”ta gözler önüne serecekler. Genç ve güzel bir kadın, lüks hayatlar, ailesini bu kadın için reddeden yalnız bir adam...
İstanbul’da bir inşaatta kimliği belirsiz bir kadının cesedi bulunur. Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, bir yandan kurbanın kimliğini tespit etmeye çalışırlarken diğer yandan da cinayeti aydınlatmak zorundadırlar. Kısa zamanda kendilerini karmakarışık ilişkiler yumağının ortasında bulurlar. Bütün deliller kurbanın sevgilisini göstermektedir ama Orhan bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünmektedir.
Esra Hemşire, 25 yasındaydı. 27 Ağustos 2007 sabahı çalıştığı hastanenin bahçesinde ağır yaralı olarak bulundu. Hemen ameliyata alındı. İlk bakışta olay intihar gibi görünüyordu. Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim'in ise aklında, cevaplanması gereken çok sayıda soru vardı. Esra Hemşire gerçekten intihar mı etmişti? Cebinde bulunan intihar mektubunda yazanlar ne anlama geliyordu? Esra Hemşire’nin nisanlısı Metin, olay gecesi niye hastaneye geldi? Metin ve Doktor Yalçın neden tartıştılar? Esra ve mesai arkadaşı Sevgi Hemşire arasındaki sorun neydi? Esra Hemşire’nin kayıp olan pırlanta yüzüğü bulunabilecek mi? Hastanedeki güvenlik kameraları olayın aydınlatılması için yeterli olacak mı? Ve en önemlisi, ameliyattan sonra yoğun bakıma alınan Esra Hemşire, hayatta kalmayı başarabilecek mi?
Sıkı bir çizgi roman koleksiyoncusu olan Can Bıçakçı, yatağında ölü bulunur.
Sosyetik güzel Sibel Levent, bir evin garajında ölü bulunur. Önceleri kaza sanılan bu olay gittikçe ilginçleşir. Zira Sibel Levent’in cesedini eski mankenlerden Bora Narin bulmuştur. O evde, dahası o evin garajında nasıl tesadüf etmişlerdir? İşte bu şüpheden yola çıkan Cinayet Masası Dedektifleri Orhan ve Selim bu olayın “zekice kurulmuş” bir cinayet olduğunu anlarlar. Taner Levent yurtdışında bir iş seyahatindeyken öğrenir, karısı Sibel’in öldürüldüğünü. Taner için en az ilki kadar şaşırtıcı bir haber daha vardır. Eski mankenlerden Bora Narin, öldürülen Sibel Levent’le gizli bir ilişki yaşamaktadır. Olay yerinde bulunan delillerden yola çıkan Cinayet Masası Dedektifleri Orhan ve Selim, bu zekice kurgulanmış cinayetin katiline doğru hızla yaklaşırlar. Tanınmış bir aile olduğu için magazin basını da peşlerini bırakmaz ve olay medyada geniş yankı bulur.
Marmara Denizi açıklarında kimliği belirsiz, bedeni suda kalmaktan yoğun bir şekilde deforme olmuş bir ceset bulunur. Olay basit bir tekne kazası gibi gözükmektedir. Kurbanın kimliğinin tespiti için yola düşen Orhan ve Selim kendilerini hiç de beklemedikleri karışık ilişkiler yumağının ortasında bulurlar. Artık her şey, yalan ve gerçeği birbirinden ayıracak kanıtları gün yüzüne çıkarmaya kalmıştır. Ve bu hiç de kolay olmayacaktır.
Osman Keser; Kuyumcu, 56 yasında. Cesedi parçalanmış halde bulundu. Başı ve cinsel organı kayıptı. Baskomiser Orhan ve yardımcısı Selim, bu vahşi cinayeti çözmek için yola çıktıklarında, kafalarında bir sürü soru işareti vardı. Osman Keser’i, kim, neden öldürmüştü? Başı ve cinsel organı neden kayıptı? Kısa bir süre önce kuyumcu dükkanını devreden Osman Keser, birilerinden mi kaçıyordu? Kayıp 600 bin TL çalınmış mıydı? Evin hizmetçisi Gülnaz ve kızı Vuslat nereye kaybolmuştu? Yoksa hizmetçi de işin içinde miydi?
Şener Kahveci. Türkiye’nin önde gelen iş adamlarından biri... Çok önemli bir ihale öncesinde, masaj yaptırmaya gittiği salonda, Filipinli masöz Ruth Mirando’yla birlikte ölü bulundu. Aynı masaj salonunda çalışan Ruth’un ev arkadaşı, masöz Amelia Cruz ise ortadan kaybolmuştu. Şüpheler kayıp olan Amelia’nın üzerinde yoğunlaşırken, asıl soru Şener’i kimin öldürtmek istediğiydi… Cinayeti Şener’in bir numaraları rakibi Korkut Eryılmaz mı işletmişti? Yoksa Şener’in yerine geçmek isteyen oğlu Gürkan Kahveci mi? Şener’in karısı Suzan bir şeyler mi saklıyordu? Masaj salonunun sahibi Sevim Çiçek, cinayetlerle ilgili bir şey biliyor muydu? Kayıp olan Amelia’nın sevgilisi, Demir Karakaş’ın olayda parmağı var mıydı?
Eski bir sabıkalı yol kenarında bir arabanın içinde vurulmuş olarak bulundu. Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, cinayeti araştırmaya başladıklarında, olayların görünenden çok daha farklı olduğunu anladılar… Murat Kapusuz, birkaç saat önce bir banka soygununa karışmıştı. Soyguncular paraları alıp, kaçmayı başarmıştı… Peki Murat Kapusuz nasıl ölmüştü? Cinayeti aydınlatabilmek için banka soygununu çözmek zorunda olduklarını anlayan Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, gasp bürosundan Başkomiser Doğan’la birlikte, soygunu araştırmaya başlayınca işler daha da karıştı. Soygun günü bankaya bir milyon lira para girişi olmuştu. Bankanın aynı gün soyulması bir tesadüf müydü? Yoksa soygun önceden mi planlanmıştı? Soyguncular bankaya yüklü miktarda para girişi olacağını kimden ve nasıl öğrenmişlerdi? Banka müdüresi Handan Çetin’in soygunda parmağı var mıydı? Zırhlı aracın kuryesi Ferit Eker de işin içinde miydi? Yoksa her şeyi o gün bankadan para çekecek olan işadamı Erol Akgül mü planlamıştı?
Ateş Cevheroğlu. İstanbul’un köklü, zengin ailelerinden birinin oğlu ve Cevheroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı. Sık sık avlanmaya gittiği ormanda vurulmuş olarak bulundu. Ölümü bir av kazası mı, yoksa kaza süsü verilmiş bir cinayet miydi? Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, Cevheroğlu Ailesi ile görüştüklerinde, Ateş Bey’in babası Hikmet Bey’in de üç hafta önce öldüğünü öğrendiler. Oldukça sağlıklı olmasına rağmen kalp krizi geçirmiş, üstelik arkasında şüpheli bir vasiyet bırakmıştı. Soruşturma ilerledikçe, cinayeti aydınlatabilmek için Cevheroğlu Ailesi’nin sakladıkları sırrı öğrenmeleri gerektiğini anlayan Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, araştırmalarını derinleştirdiler. Yoksa Hikmet Bey de cinayete mi kurban gitmişti? Ailenin sağ kalan tek erkeği, Hikmet Bey’in torunu ve Ateş Bey’in oğlu Serkan’ın şüpheli ölümlerde parmağı var mıydı? Belki de her şey ailenin peşini bir türlü bırakmayan uğursuzluk yüzündendi!
Aslı Ulubay. 22 yaşında, fotoğrafçılık öğrencisi. İnşaat halindeki bir binada, elleri ve gözleri bağlı şekilde, kan kaybından ölmüş olarak bulundu. Vücudunda çok sayıda kesik vardı. Katilin Aslı’ya acı çektirmek isteyen bir sadist olduğunu düşünen Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim’in kafalarına takılan en önemli soru, Aslı’nın ölümcül olmayan yüzeysel kesiklerden nasıl bu kadar kan kaybettiğiydi!. Çok geçmeden Aslı’nın şiddet karşıtı sosyal bir projede çalıştığını öğrenen Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, proje için çekilen fotoğrafları gördüklerinde, bugüne kadar hiç karşılaşmadıkları türden bir olayla karşı karşıya kaldıklarını anladılar. Olay gecesi, vampir hikayeleri ve kanlı oyunlara düşkün gençlerin takıldığı barda, projenin bitişini kutlamak için arkadaşlarıyla buluşan Aslı’nın başına ne gelmişti?
Büşra Erman 20 yaşında. Tiyatro bölümü öğrencisi. Kız yurdunda, kendi odasında yüzünden tek kurşunla vurularak öldürülmüş halde bulundu. Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, ilk bakışta kıskançlık cinayeti olarak görülen Büşra'nın ölümünü aydınlatmak için harekete geçti. Büşra gerçekten kıskanç sevgilisi Cenk tarafından mı öldürülmüştü? Yaptığına pişman olan Cenk intihar mı etmişti? Başkomiser Orhan ve Selim, bu kez ustaca planlanmış çifte cinayetin sorularını cevaplamalıydı. Üstelik geride delil bırakmamaya özen gösteren bir katille karşı karşıyaydılar.
Takma adı Sevtap. Hayat kadını. Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki bir otel odasında, ağzı bantlanmış ve boğulmuş olarak bulundu. Bir eli yatağa kelepçelenmiş ve öldürülmeden önce feci şekilde dövülmüştü. Gerçek kimliği hakkında en ufak bir ipucu yoktu. Soruşturma devam ederken bulunan ikinci bir kadın cesedi, işleri daha da karıştırdı. Takma ismi Mimoza olan başka bir hayat kadını da, tıpkı Sevtap gibi feci şekilde dövülmüş ve boğularak öldürülmüştü. Her iki kadının üzerinde de, aynı erkeğe ait DNA tespit edildi. Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, hayat kadınlarını öldüren bir seri katille mi karşı karşıyalar? Ve en önemlisi, katili yeni bir cinayet daha işlemeden yakalayabilecekler mi?
Zehra Yenel, 25 yaşında. Hayatını evde terzilik yaparak kazanıyordu. Oturduğu apartmanın girişinde ölü olarak bulundu. İlk bakışta kaza gibi gözüken olayın, cinayet olduğunun anlaşılması uzun sürmedi. Zehra’nın ölümünü araştıran Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, kendilerini ilginç bir bilmecenin içinde buldular. İki yıl önce kız kardeşi Ayşe’nin aniden ortadan kaybolmasıyla bunalıma giren ve kardeşini aramaktan asla vazgeçmeyen Zehra’nın son gittiği medyum Cevher, Zehra’ya Ayşe’yle ilgili oldukça şaşırtıcı şeyler söylemişti. Medyum Cevher’in bu inanılmaz yeteneği nereden geliyordu? İki yıl önceden günümüze kadar gelen büyük sır neydi? Zehra’nın kimseye bahsetmediği ama günlüğüne yazdığı gizemli sevgilisi kimdi?
Kimliği belirsiz genç bir kadın, deniz kıyısında ölü olarak bulundu. Başında biri ölümcül iki darbe ve üzerinde bir erkek gömleği vardı. Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, kısa süre içinde maktülün üç gün önce fidye için kaçırılmış olan Onur Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın hissedarı Pelin Onur olduğunu öğrendi. Kardeşine zarar gelmesinden korkan Pelin’in ablası ve şirketin diğer ortağı Gönül Onur, fidyecilerin istediği iki milyon lirayı ödemişti. Fidyeciler istediklerini aldıkları halde, Pelin’i neden öldürmüşlerdi? Başkomiser Orhan ve yardımcısı Selim, Pelin’in katilini bulmaya çalışırlarken; olanlara şahit olan gizemli biri, fidyecilerin aldığı paranın peşindeydi.
Aralıksız yağan yağmurun ardından, oluşan sel baskınında ortaya çıkan kimliği belirsiz bir kadın cesedi ve cevapsız sorular… Kurban, el ve ayak bileklerine plastik kelepçeler bağlanmış, başına sert bir darbe almış ve boynu kırılarak öldürülmüştü. Doğu Avrupalı ve dövmesi olan bu kadın kimdi? Üzerinde bulunan pahalı iç çamaşırları ve elbisesinin eteklerine takılmış olan oldukça nadir bulunan Meksika kaktüsü çiçeği, kadının kimliğini tespit etmek için yeterli miydi? Genç kadının el bileklerine takılmış olan plastik kelepçede başka bir kadına ait kan vardı. Kelepçede kanı bulunan kadın katil mi, yoksa başka bir kurban mıydı?
Ayça Peker, 27 yaşında. Eski sevgilisi Barış’ın yanında bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulundu. O gece evde, Seda’yla evlenmek üzere olan Barış’ın bekârlığa veda partisi vardı. Ve evdeki kimse, gece olanları tam olarak hatırlamıyordu! Barış’ın bekârlığa veda partisinde neler olmuştu? Gece eve çağrılan striptizci kız, ne biliyordu? Ayça’yı, Barış’ın eski arkadaşı olan Berent mi eve çağırmıştı? Ayça gerçekten hamile miydi? Barış, Seda’yla evlenmekten vaz mı geçmişti? Barış’ın yeni kankası Arda'nın olanlardan haberi var mıydı?
Timur Karadağ... 34 yaşında… Novus adlı rock grubunun solisti... Grubun yeni albümünün lansman gecesi, banyo küvetinde, elektrik çarpması sonucu ölmüş olarak bulundu. İlk bakışta kaza gibi görünen olayın cinayet olduğunun anlaşılması, uzun sürmedi. Lansman gecesi neler olmuştu? Timur eski karısı Alev’le yeniden birlikte mi olacaktı? Sevgilisi Maya'nın bu durumdan haberi var mıydı? Grubun gitaristi Rüzgar ile Timur arasında yaşanan kavgaların nedeni neydi? Timur çalıştığı plak şirketinden ve menajeri Derin’den kurtulmayı mı planlıyordu? Timur’un biyografisini yazan Kenan, ne öğrenmişti?
Sude Şen… Manken… 25 yaşında… Ünlü modacı Pars Tekin’in yeni kreasyonu için hazırlanan katalog çekiminde ani bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Çok geçmeden bu krizin doğal nedenlerle gerçekleşmediği anlaşıldı. Sude zehirlenmişti! Peki, Sude'yi kim, neden zehirlemişti? Pars Tekin’in asistanı Kaan'ın Sude'nin öldürüleceğinden haberi var mıydı? Sevgilisi Ozan, Sude'yi neden terk etmişti? Stilist ve moda editörü olan Erdem’in herkesten sakladığı sırrı neydi? Yoksa Sude, meslektaşlarıyla girdiği rekabetin bedelini hayatıyla mı ödemişti?
Silahlı bir çatışma… Bir trafik kazası… İhanet… Ve üç ceset… Silahlı çatışmada ölen adamla, trafik kazasında ölen kişi arasında bir bağ var mıydı? Çatışmanın olduğu terk edilmiş binada kimler vardı? Binada bulunan deliller olayı çözmek için yeterli olacak mıydı? Araştırma derinleştiğinde, binanın bahçesine gömülü olarak bulunan üçüncü ceset, kime aitti? Beyoğlu’nun arka sokaklarında neler yaşanmıştı?
Karmaşık ilişkiler. Tükenmiş evlilikler. Ve adım adım yaklaşan ölüm… Ayla Sönmez. Doğum günü için evinde verdiği kostümlü baloda, havuzda boğulmuş olarak bulundu. Abartılı kostümü yüzünden kurtulamamıştı. Çok geçmeden ölüm nedeninin anafilaktik şok olduğunun öğrenilmesi kaza ihtimalini akıllardan sildi. Ayla'yı kim, neden öldürmek istemişti? Ayla, karşılık vermediği bir aşkın mı kurbanıydı? En yakın arkadaşıyla arası neden bozulmuştu? Ayla'nın herkesten sakladığı yeni sevgilisi kimdi?
Ölümüne bir dövüş… Terk edilmiş bir binadan duyulan silah sesi… Olay yerinden hızla geçen biri lacivert, diğeri beyaz iki otomobil. Ve feci şekilde dayak yemiş halde bulunan bir ceset! Kaçak dövüşlerin yapıldığı terk edilmiş binada neler olmuştu? Dövüşlere şike mi karışmıştı? Balyoz lakaplı dövüşçünün katili gerçekten de “Çerkez” lakaplı rakibi miydi? Çok geçmeden evinde ölü bulunan antrenör Adem’i kim öldürmüştü? Adem’in kızı Asya nereye kaybolmuştu? “Çerkez” yaşıyor muydu?
Alpay Topuz. Kırk iki yaşında, başarılı bir cerrah... Evinde ölü bulundu. Kaza gibi gözüken ölümünün arkasında yatan gerçek neydi? Alpay'ın asistanı Burak’la arası neden açılmıştı? Karısı Simin’in gizli bir ilişkisi mi vardı? Sekreteri bir sır saklıyor olabilir miydi? Tecrübeli dahiliye uzmanı Cevat’la yaşadıkları problem neydi?
Yeni bir yıl! Yeni umutlar! Yılbaşı gecesi öldürülen üç kurban! Geride kalan ilginç ipuçları! Ve cevapsız sorular! Negatif enerjilerden koruduğuna inanılan akuamarin taşı neyi sembolize ediyordu? Hüzünlü bir yılbaşı masalı olan kibritçi kız ne anlama geliyordu? Yalnız yaşamaları dışında kurbanları birbirine bağlayan başka ortak özellikleri var mıydı? Üç kadının da yılbaşı gecesi öldürülmesi bir tesadüf mü, yoksa Başkomiser Orhan ve komiser Selim, bir seri katille mi karşı karşıyaydılar?
Kayhan Akman. 35 yaşında. Avukat… Ormanlık arazide ölü olarak bulundu. Kalp krizi geçirmesine rağmen, ölümünde kafa karıştıran bir çok şüphe vardı. Şüpheli ölümün peşine düşen Başkomiser Orhan ve Komiser Selim, daha önce hiç karşılaşmadıkları bir durumla karşı karşıya kaldılar! Kayhan Akman’ın son kez görüldüğü Gece Bar’da neler olmuştu? Kurbanın ölümünden kimlerin çıkarı vardı? Kayhan’ı bardan kimler kaçırmıştı? Barda şarkı söyleyen sevgilisi Yeliz, ona bir sürpriz mi hazırlamıştı? Yoksa Kayhan Akman, ölümcül bir oyuna mı kurban gitmişti?
Sabah saatlerinde arabalarının içinde kurşunlanan iki sevgili. Evinde ölü bulunan bir iş adamı. İki farklı cinayet, birbiriyle bağlantısı olmayan kurbanlar. Farklı iki katilin işi mi, yoksa bir kişi rastgele cinayetler mi işliyor? Katilin kim olduğunu söyleyebilecek tek kişi hastanede ölüm kalım savaşı verirken, Başkomiser Orhan ve Komiser Selim’in zamanı daralıyor. Yeni cinayetler kapıda ve bir sonraki kurban herhangi biri olabilir.
Tüm Türkiye onun başına gelenleri, sabah kuşağında yayınlanan, Seyhan Takipte programından öğrendi. Ülkenin gündemine bomba gibi düşen minik Ali’nin hüzün dolu hikayesi, emniyet güçlerini de harekete geçirdi. Kaçırılmış olduğundan şüphelenilen minik Ali yaşıyor mu, yoksa ölmüş müydü? Bu kez Başkomiser Orhan ve Komiser Selim’in işi hem zor, hem de önceki görevlerinden daha farklı. Sınır tanımayan bir program sunucusu… Hepsi birbirinden ilginç aile fertleri… Bir dediği diğer dediğini tutmayan mahalle halkı… Ve ortada ceset olmayan bir cinayet şüphesi…
Çağla Serter, 32 yaşında. Başkomiser Orhan'ın kollarında öldü. Soruşturma derinleştikçe, Başkomiser Orhan ve Komiser Selim, kendilerini satranç kadar karmaşık bir oyunun içinde buldular. Çağla neden iş değiştirmişti? İşinde yükselebilmek için, kimlerin ayağına basmıştı? Ölmeden önce neden hiç tanımadığı bir adamı aramıştı? Kimsenin bilmediği İngiltere’ye ait cep telefonu hattından kimi arıyordu? Olaydan bir gece evvel nerede kalmıştı? Londra’ya neden gidecekti? Çağla'nın gizli bir sevgilisi mi vardı? Ve Çağla Serter cinayetiyle bir bağlantısı olduğu düşünülen Asım Kröger kimdi?
Tülin Altınok. 41 yaşında. Üyesi olduğu dernek tarafından düzenlenen Sevgililer Günü partisinde ölü bulundu! İlk başta kaza gibi gözüken ölümünün arkasında, çok farklı ihtimaller ortaya çıktı! Tülin Altınok yanlışlıkla mı, yoksa bilerek mi öldürülmüştü? Parmağında bulunan yüzük kimindi? Dernek başkanıyla arasındaki sorun neydi? Kocası, Tülin’i aldatıyor muydu? Ortada soğukkanlı bir katil mi, yoksa olanlardan vicdan azabı çeken biri mi vardı?
Vahşice öldürülüp, iç çamaşırlarıyla ormanlık araziye atılmış kimliği belirsiz bir kadın ve ağzında bulunan Arapça dua! Komiser Selim, kadının kimliğini tespit edebilmek için alışılmadık bir yönteme başvurup, Irak emniyetindeki arkadaşını devreye sokarken, Başkomiser Orhan cinayeti çözebilmek için, Avrupa Polis Birliği Europol bünyesinde, kara büyü cinayetlerini soruşturmak için Ankara’da kurulan birimin başındaki Komiser Kaya'yı aradı. Ulaşılan her ipucu, başka bir büyünün kapısını aralıyordu… Acaba kadın, doğaüstü olaylar yüzünden mi hayatını kaybetmişti, yoksa her şey insanın doğasından mı kaynaklanıyordu?
Nurşen Başaran. Evinde ölü bulundu. Cesedin yanında başka bir kadının kimliği vardı! Bırakılan kimlikleri takip eden Başkomiser Orhan ve Komiser Selim, iki kadının cesedine daha ulaştılar. Ardı ardına bulunan 3 kadın cesedi! Psikopat bir katil! Ve kayıp bir genç kız! Öldürülen kadınların ortak noktası neydi? Katil niye kurbanların yanına, diğer kurbanların kimliğini bırakmıştı? Kayıp genç kızın olaylarla bağlantısı var mıydı? Yoksa o da, ölüm sırasını bekleyen başka bir kurban mıydı?
Özhan Süzer, hiçbir kötü alışkanlığı olmayan kendi halinde biriydi. Gece geç saatte evine giderken silahlı saldırıya uğradı. O hastanede yaşam mücadelesi verirken, Başkomiser Orhan ve Komiser Selim olayın iç yüzünü araştırmaya başladılar. Özhan Süzer’in vurulmasının arkasında yatan sır neydi? Karısının olan bitenden haberi var mıydı? Vurulmadan hemen önce en yakın arkadaşına neden gitmişti? Yüzündeki ve vücudundaki morluklar nasıl olmuştu? Yoksa karısını çok seven genç adam, karısının ameliyat parasını bulmak için, olmadık işlere mi bulaşmıştı?
Ardı ardına öldürülen kadınlar ve cinayetlerin arkasında yatan korkunç gerçek! Başkomiser Orhan ve Komiser Selim, bu kez şimdiye kadar hiç karşılaşmadıkları bir sapkınlıkla ve cevapsız sorularla karşı karşıyaydılar. Katil neden kızıl saçlı kadınları seçiyor ve öldürüyordu? Öldürülen kadınların başka ortak yönleri var mıydı? Katil tek başına mı hareket ediyordu? Cesetlerden dikkatli bir şekilde kesip çıkardığı parçaları ne yapıyordu?
Gecenin karanlığına karışan bir gölge! Bir valiz! Tanınmaması için yüzü yakılmış ve on parçaya bölünerek ayrı ayrı poşetlere konulmuş bir ceset… Başkomiser Orhan ve Komiser Selim, vahşi bir cinayete kurban giden maktulün kimliğini tespit edebilmek için hangi yöntemden yararlanacaklardı? Poşetlerden birinde bulunan market fişi, polisleri katile götürebilecek mi? Valizin yakınlarında bulunan küreğin üzerindeki kan, katile mi ait?
Etrafındaki kimse tarafından sevilmeyen bir kurban! Olabilecek en karmaşık olay yerlerinden biri! Ve bir cinayetin anatomisi! Aziz Zorlu, kendisine ait nalbur dükkanında öldürüldü. Başkomiser Orhan ve Komiser Selim, katili yakalamak için adım adım delilleri takip ederken, İzmir’den gelen sürpriz bir isim ortalığı karıştırdı! İzmir Emniyeti’nde görevli Komiser Ayça Bayraktar, Amerika’da kriminoloji eğitimini tamamladıktan sonra, üç yıl Los Angeles Polis Departmanı’nda çalışmış ve FBI’ın çeşitli eğitim programlarına katılmış başarılı bir polisti. Ve inandığı şeyin peşinden sonuna kadar gitmeye kararlıydı! Talihsiz nalburun ölümünün arkasında yatan gerçek neydi? İnsanlar gibi, deliller de yalan söyleyebilir miydi? Yoksa gerçekten de kusursuz cinayet var mıydı?
Nalbur cinayetleri, İzmir’den sonra İstanbul’da da mı devam ediyor? Başkomiser Orhan, Komiser Selim ve Ayça, aradıkları katili yakalayabilecekler mi? Son olay yerinde bulunan silginin üzerinde yazan 29 Mart 2009’da ne olmuştu? Yine silginin üzerinde ismi yazan Durmuş kimdi ve cinayetlerle ne ilgisi vardı? Polisler, bir yandan Nalbur Canavarı’nın peşinde koşarken, diğer yandan cesedi ormanda bulunan genç kızın katilini de yakalayabilecekler mi? Ve en önemlisi, Nalbur Canavarı öldürmeye devam edecek mi?
Bir seri katil! Altı kurban! Ve kapanmamış bir dosya! Nalbur canavarının haftalardır yakalanamamış olması, halk arasında huzursuzluk yaratırken, medya olayı kaşımaya devam etmektedir. Başkomiser Orhan, Komiser Selim ve Ayça ise, delillerin izinden giderek katile ulaşmaya çalışmaktadırlar. Son olay yerinde bulunan köpek tüyü, katili bulmalarına yarayacak mı? Levent Körmüklü'nün cinayetlerle bağlantısı var mı? Nalbur canavarının son kurbanı kim? 23 Mart 2009’da intihar eden Durmuş Güven’in ailesinin olanlardan haberi var mı? Kevser Ayan'ı kim öldürdü? Hepsinden önemlisi, nalbur canavarı öldürmeye devam edecek mi, yoksa yakalanacak mı?
Sahilde bir silahlı saldırı ihbarı alan ekip, kimliği belirsiz genç bir kızın cesediyle karşılaşır. Yerde yatanın, Türkiye'nin en büyük holding patronlarından birinin kızı olduğunu öğrenmeleri de uzun sürmez. Ela, hız, heyecan ve adrenalin tutkusu yüzünden kendi sonunu mu hazırlamıştır? Yoksa olayın arkasında, para, gizemli ihaleler, aşk, kıskançlık ya da tüm bunlardan çok daha büyük bir güç mü vardır? Başkomiser Orhan ve Komiser Selim, bu soruların cevaplarını ararken, İzmir’den gelen bir tayin haberi de onları çok şaşırtacaktır. Yeni cinayetler kapıdadır ve zaman daralmaktadır.
Geleceği görebildiğini iddia eden iki falcı kardeş! Ve bir cinayet! Nükhet Kuzgun evinde çıkan yangında, yanarak hayatını kaybetti. Ancak adli tıp, olayın görünenden daha farklı olduğunu ortaya çıkardı. Falcılık yapan Nükhet Kuzgun öldürülmüştü! Yanmış bir olay yerinde, polisleri katile götürecek ipuçlarını bulmak mümkün mü? Ruhlar alemiyle kontak kurduğunu iddia eden kurbanın kız kardeşi Zerrin, Nükhet’in ruhuyla temasa geçebilecek mi? Bilimsel olmayan deliller, delil niteliği taşır mı? Yoksa yaşanan her şeyin mantıklı bir açıklaması var mıdır?
Ve beklenmedik bir kaza! Türkiye’nin sevgilisi Berk Sümer, “Sınırsızlar” adlı dizinin setinde, çekimler sırasında göğsünden vuruldu! Berk’in rakibi Atakan Tunca'nın olayla bir ilgisi var mıydı? Kuru sıkı kurşunlarla, gerçek kurşunları kim değiştirdi? Dizinin yönetmeni Bora İnal'ın sakladığı bir şeyler mi vardı? Yoksa Berk Sümer gerçekten de bir kazaya mı kurban gitmişti?
Ramazan Gezgin silahlı bir saldırı sonucu evinin bahçesinde öldürüldü! Soruşturma ilerledikçe, deliller Ramazan Gezgin’in herkesten sakladığı farklı bir hayatı olduğunu ortaya çıkardı. Kurbanın sırrı neydi? Bu sırrı kimler biliyordu? Aslında kendini kurtarmak için yaptığı büyük hata, kurbanın sonunu mu hazırlamıştı?
Kader Yiğitoğlu, geç saatlere kadar çalıştığı iş yerinden dönerken, araba çarpması sonucu öldü. Çok geçmeden zayıflama kampındaki doktorlardan Metin Atakan da ölünce, soruşturma yön değiştirdi. İlk bakışta kaza gibi gözüken olayların arkasında başka bir şey mi vardı? İki ölüm arasındaki ortak nokta neydi? Kader Yiğitoğlu ve Metin Atakan'ın çalıştıkları zayıflama kampında neler oluyordu?
Betona gömülü bir ceset! Cesetle birlikte gömülmüş deliller! Ve nedeni bile anlaşılamayan bir cinayet! Mesut Bolulu, sanayide güvenlik görevlisiydi. Öldürülmesi için ortada hiçbir neden yok gibi gözüküyordu. Soruşturma ilerlerken, kayıplar ve cinayetler birbirini takip etti! Mesut Bolulu'yu kim, neden öldürmüştü? Daha sonra öldürülen Dündar Sarıoğlu'nun olayla bir ilgisi var mıydı? Dündar'ın öldürüldüğü yerde bulunan kamyonun sahibi, Bedri Özgür nereye kaybolmuştu? Olaylarla bağlantısı olduğu tahmin edilen “Romen” lakaplı adam kimdi?
Sokak ortasında ölüme terk edilmiş bir çocuk! Kurtarabilecekleri halde yanından umarsızca geçip giden insanlar! Kısacık bir hayat! Ve masumiyetin suç olduğu Beyoğlu’nun arka sokaklarından acıklı bir şarkı! Başkomiser Orhan, Komiser Selim ve Ayça, hayatlarının en zor olayıyla karşı karşıyaydılar… Henüz on iki yaşındaki zavallı çocuk, feci şekilde dövülmüştü. Kimliği belirsiz çocuğun kimsesi yok muydu? Ailesi neredeydi? Aile içi şiddete mi, yoksa sokakların acımasızlığına mı kurban gitmişti? Ve en önemlisi onun gibi başka çocuklar var mıydı?
Şirin Doruk, bir şirketin insan kaynakları departmanında müdürdü. Lise son sınıfta okuyan kızı İpek ise, üniversiteye hazırlanıyordu. Gece geç saatlerde eve giren şüpheliler, anne ve kızı vahşice doğradı. Şirin Doruk olay yerinde hayatını kaybederken, ağır yaralanan kızı hastaneye kaldırıldı. Şüpheliler kaç kişiydi? Olay yerinde bulunan asker künyesinin üzerinde yazanlar ne anlama geliyordu? Kadına evlenme teklif eden Adil Cinoğlu’nun olayla bir ilişkisi var mıydı? İpek’in erkek arkadaşı, Ahmet Karacık nereye kaybolmuştu?
Gonca Ilgaz. Henüz on yedisinde masum bir genç kız. Cansız bedeni, perdeye sarılı halde terk edilmiş bir binada bulundu. Vücudunda herhangi bir darp ya da yara izi yoktu. Gonca Ilgaz nasıl ölmüştü? Arkadaşlarına nişanlısı olarak tanıştırdığı Ayhan Hattat'ı, neden ailesinden gizlemişti? Sokak ortasında kavga etmelerinin nedeni neydi? Ölmeden önce ağır bir kanama geçirmiş olan genç kız, hamile miydi? Öyleyse bebeğin babası kimdi? Yoksa her şey Gonca'nın ölümüyle sır olup gitmiş miydi?
Hüsamettin İncedemir. 52 yaşında. Torna ustası. Yeni evlendirdiği oğlunun mutluluğunu göremeden, sahibi olduğu torna atölyesinde feci şekilde can vermiş halde bulundu. Ölümü iş kazası mı, yoksa cinayet miydi? Kısa süre önce ayrıldığı eski ortağıyla aralarında neler geçmişti? Tanıdığı herkesten yüklü miktarda borç isteyen Hüsamettin’in paraya neden ihtiyacı vardı? Acar Zaman. 37 yaşında. Evinde ölü bulundu. Olay yeri incelemesi sırasında gelen telefon, soruşturmayı beklenmedik bir yöne sürükledi. İki cinayet arasındaki ortak nokta neydi?
Başkomiser Orhan, Komiser Selim ve Ayça, bugüne kadar sayısız cinayeti aydınlatıp, suçluları adalete teslim ettiler. Ama sokak ortasında uğradıkları silahlı saldırı, her şeyi sonsuza dek değiştirdi! Cinayet büroyu hedef alan bu saldırının sorumlusu kimdi? Saldırganların amacı neydi? Ve en önemlisi, polisler içine sürüklendikleri yaşam mücadelesini kazanıp, saldırganları yakalayabilecekler mi?
42 Bölüm
İstanbul Emniyet Müdürlüğü cinayet masasından Başkomiser Orhan ve Komiser Selim her hafta başka bir cinayeti çözmeye çalışıyorlar. İkilinin bulduğu delilleri Kriminal Laboratuvarda değerlendiren Gamze ile Adli Tıp'ta cesetlere otopsi yapan Doktor Ece ise cinayetlerin çözülmesine yardımcı oluyorlar. Cinayetlerin çözülmesinde yardımcı olan teknikleri ve bunların tarihsel gelişimini ise Prof. Dr. Sevil Atasoy anlatıyor.
15 Temmuz 2011 tarihinde yayınlandıHer ölüm, erken ölümdür. Ve her ölen, kendisiyle birlikte, nice umutları, mutlulukları ve hayalleri yanında götürür… Ayça'nın ölümüyle sarsılan Selim, baskında yakalanan şüphelilerden Birkan Keser’in verdiği ifade üzerine açığa alındı. Başkomiser Orhan, Ayça’dan sonra, Selim’i de kaybetmek üzere! Kanıt ekibi bu kez, kendi içlerinden birinin suçlandığı bir cinayet dosyasını çözüyor. Cevaplanması gereken tek bir soru var: Öfkeden gözü dönen Selim, Ayça'nın intikamını almak için silahsız bir adamı öldürdü mü?
Beyoğlu’nun arka sokaklarında, aşırı alkol, hız ve gecenin karanlığını bölen acı bir çığlık! Emine Çokuysal’ın, tek istediği kız kardeşini okutmak ve acımasız İstanbul’dan kurtulmaktı. Bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Kazaya neden olan sarhoş sürücü tutuklanırken, Emine’nin ölümünün arkasında başka şeyler olduğunun ortaya çıkması uzun sürmedi. İkamet adresinden taşınmış olan Emine nerede kalıyordu? O da bir başına İstanbul’a gelen birçok genç kız gibi, çetelerin kurbanı mı olmuştu? Emine’nin, İstanbul’da ablamın yanına gidiyorum diyerek, Mersin’deki ailesinin yanından ayrılan kız kardeşi Funda neredeydi? Yoksa o da ablasıyla aynı kötü kaderi mi paylaşmıştı?
Yirmi dört yaşındaki Aliye Kıran bir mağazada satış danışmanıydı. İş yerinin yakınındaki çok katlı otoparktan düşerek hayatını kaybetti. Otuz beş yaşındaki Eren Özcan ise dermatoloji uzmanıydı. Bir gece kulübünün alt katında ölü olarak bulundu. Aralarında hiç bir ortak nokta olmamasına rağmen, deliller şaşırtıcı bir biçimde tek bir katili işaret ediyordu. Oldukça nadir rastlandığı söylenen Fregoli Sendromu neydi? Normal bir insanı seri katile dönüştürebilir miydi? Katili ararken bulunan üçüncü ceset, olayın çözülmesine mi, yoksa kafaların daha da karışmasına mı neden olacaktı?
Kubilay Gezer. İyi kalpli, yardımsever, dürüst bir taksi şoförü. Yeni doğacak bebeği için evine biraz daha fazla para götürebilmek için çalışırken, ölü bulundu. Talihsiz kurban bir gasp olayına mı kurban gitmişti? Son müşterileri kimlerdi? Aslında gündüzleri çalışan Kubilay’ın o gece çalışmasının başka bir nedeni mi vardı? Yakında yapılacak olan şoförler odası seçimlerinin cinayetle ilgisi var mıydı?
Ruşen Akgüllü, 32 yaşında yalnız başına yaşayan bir kadındı. Evinin banyosundaki küvette boğulmuş olarak bulundu. Tadilatta olan Ruşen Akgüllü’nün evinde neler olmuştu? Banyo küvetinde neden bir halı vardı? Halının üzerindeki iz neydi? Önü tabloyla kapatılmış duvara kim yumruk atmıştı? Hamile olmayan ve hiçbir jinekolojik rahatsızlığı bulunmayan kurban, neden sürekli doğum kliniğine gidiyordu? Ruşen’in kahve kutusunda sakladığı para neredeydi? Eski kocasının olayla bir ilgisi var mıydı? Evde tadilat işlerini yapan usta ne biliyordu?
Yılların eskitemediği dostluklar. İki yakın aile. Kardeş gibi büyüyen iki genç kız. Beklenmedik iki ölüm! Evinin önündeki çöp konteynerında ölü bulunan Nevra İpekoğlu, böyle bir sonu hak edecek ne yapmıştı? Uzun zamandır peşini bırakmayan Çağlayan Gürbüz’le en son ne zaman görüşmüştü? Polise ifade verdikten kısa süre sonra evinin havuzunda ölü bulunan arkadaşı Ayda Ersayan nasıl öldürülmüştü? İki aileyi de derinden sarsan cinayetlerin ortak noktası neydi? İki genç kızın ortak bir sırları mı vardı, yoksa sonlarını hazırlayan olaydan haberleri bile yok muydu?
Hırslı bir iş adamı! Güzel olduğu kadar başarılı bir yönetici! Beklenmedik bir cinayet ve kayıp bir kadın! Çok önemli bir ihale öncesinde, işadamı Demirkan Yüksel iş yerinde öldürüldü! Şirketin genel koordinatörü ise kayıplara karışmıştı! Kısa süre sonra maktulün yakın arkadaşı ve ortağının başına gelenler işleri daha da karıştırdı. Demirkan Yüksel’in ofisindeki dolapta bulunan uçak bileti ne anlama geliyordu? Kırılıp dolabın kapağına sıkışan tırnak, kayıp koordinatöre mi aitti? Eski genel koordinatör Nevra Değirmen’in öğrendiği büyük sır neydi? Açık bulunan ofisteki kasada ne vardı? Yoksa masum görüntülerinin altında herkes bir şeyler mi saklıyordu?
İstanbul’un dört bir yanına saçılmış ceset parçaları! Ardı arkası kesilmeyen vahşi cinayetler! Durmaya hiç niyeti olmayan soğukkanlı bir katil! Ve cevapsız sorular! Parçaları şehrin dört bir yanında bulunan cesetler kimlere aitti? Katil kurbanları tanıyor mu, yoksa rastgele mi seçiyordu? Kurbanlar arasında bir bağlantı var mıydı? Cinayetlerin ortak özellikleri nelerdi? Her cevaplanan sorunun ardından gelen yeni bir cinayet, birleşen parçaları bozuyor mu, yoksa bilmeceyi tamamlıyor muydu? Bu gizemli cinayetleri çözmek için, daha kaç kişinin ölmesi gerekecekti?
Hayatının baharında genç bir tasarımcı! Bir veda partisi! Gizemli bir kolye! Ve apansız gelen bir ölüm! Derya Öz, sevdiği adamla Katar’a yerleşip, evlenmeye yeni karar vermişti. Ölümün Derya’yı ailesinin düzenlediği veda partisinde yakalayacağı kimsenin aklına bile gelmezdi. Kurban, veda partisinde nişanlısı Görkem Çolak’la niçin tartışmıştı? Önceleri Katar’a gitmek istememesine rağmen, neden aniden fikir değiştirmişti? Evindeki ses dalgalarını andıran tablonun anlamı neydi? En yakın arkadaşı Simge Karancı, partiye davetli olmamasına rağmen partide ne arıyordu? Işıl’ın kamerasına yansıyan görüntüler ne anlama geliyordu?
Küçük bir koy kenarına kurulan üç çadır! Eğlenceli geçen bir gece! İş stresinden uzaklaşıp, stres atmak isteyen altı arkadaş! Mehpare Çınar ve arkadaşları gittikleri kamptan, Pazar gecesi dönmeyi planlıyorlardı. Ancak ortalıktan kaybolan Mehpare’nin öldürülmüş olarak bulunması, her şeyi altüst etti. Birlikte kamp yaptığı arkadaşlarının gerçekten bir şey görmemiş ve duymamış olması mümkün müydü? Mehpare neden babasından tanıdığı bir komiserin telefonunu istemişti? Pazartesi günü sonucunu alacağını söylediği tahlil neydi? Kayalık koyda, bikinisinde bulunan kum taneleri nereden gelmişti? Evinde sakladığı anahtar neye aitti? Yatağının altında bulunan kara büyünün ölümüyle ilgisi var mıydı?
Ormanlık yolda aniden gerçekleşen bir trafik kazası! Kimliği belirsiz genç bir kurban! Ve kazanın bile örtbas edemediği büyük sır! Üzerinde çantası bile olmayan genç kadın, şehirden oldukça uzak ormanlık araziye nasıl gelmişti? Saçlarından çıkan böcek larvası nereden bulaşmıştı? Boynundaki derin morluklar neyi işaret ediyordu? Baldırındaki kanlı el izi, katile mi, yoksa başka bir kurbana mı aitti?
Bir doğum günü partisi! Cinayete kurban giden bir dadı! Onlarca davetli! Ve bir sürü şüpheli! Müge Uysal, bakıcılığını yaptığı küçük Emre’nin 3. doğum günü partisinde ölü bulundu. En önemli şüpheli, Emre’nin annesi Eda Kaya’ydı. Fakat deliller ve devam eden soruşturma, partiye katılan birçok kişinin Müge’nin ölümüyle alakası olabileceğini gösteriyordu! Evin şoförüyle kurban arasında bir ilişki var mıydı? Küçük Emre’nin babası polisten ne saklıyordu? Konuklar arasındaki yabancı dadı, kurbanı tanıyor muydu? Kaya Ailesi’nin eski aile dostu Behzat Kandar’ın kurbanla ilişkisi neydi? Partinin organizatörünün olan bitenden haberi var mıydı?
Başarılı ve karizmatik bir doktor! Ortadan kaybolan alkolik karısı! Ve beklenmedik bir sürpriz! Estetik cerrah Serdar Turan, oturduğu sitenin saunasında ölü bulundu. Karısı aynı saatlerde siteden çıkarken görülmüştü. Aramalara rağmen bir türlü bulunamayan kadın nereye kaybolmuştu? Kurban, hastalarından biriyle neden tartışmıştı? Boğazında bulunan çiçek polenleri nereden gelmişti? Tırnaklarındaki beyaz çizgiler neyi işaret ediyordu? Bir hafta sonra operasyonu olan diğer bir hasta, neden intihara kalkışmıştı?
Şefik Tahinci. Güvenilir bir bürokrat. Uyku bozukluğu sendromu yaşayan hastalardan sadece biri. Yaygın deyişle bir uyurgezer. Bir otel odasında üstü başı kan içinde uyandığında hiçbir şey hatırlamıyordu. Aklına eskiden beri tanıdığı Orhan Başkomiser’i aramaktan başka bir şey gelmemişti. Çok geçmeden otelin başka bir odasında karısı ölü bulundu! En son evinde uykuya daldığını söyleyen Şefik Tahinci, otele nasıl gelmişti? Halasına gideceğini söyleyen karısının aynı otelde ne işi vardı? Cinayetin gerçekleştiği odadaki duvara saplı mermi çekirdeğinin sırrı neydi? Kanlı çarşaflardaki DNA kime aitti?
Şık bir düğün! Prensesler gibi bir gelin! Ve şok eden bir son! Alara Çeliker. Kendi düğününde, nikah masasında tüm davetlilerin ve damadın gözü önünde hayatını kaybetti. Olay bir kalp krizi mi, yoksa cinayet miydi? Her şeyin dört dörtlük olmasını isteyen Alara, neden son anda duvak takmaktan vazgeçmişti? Evin bir köşesinde bulunan duvağın üzerindeki kan kime aitti? Düğünden bir gece önce nişanlısıyla neden kavga etmişti? Ablası ile yaşadığı sorun neydi? Düğün günü, damadın en yakın arkadaşıyla aralarında ne geçmişti?
İstanbul. Sabahın ilk saatleri. Başından vurularak öldürülmüş bir temizlik görevlisi! Ancak her şey daha yeni başlıyor! Artık kimse güvende değil! Çocuklarımız bile! İstanbul’un sokaklarında birbiri ardına vurularak öldürülen kurbanlar arasında bir bağ var mıydı? Şehrin orta yerinde ateş etmesine rağmen, katil nasıl fark edilmiyordu? Nereden nişan alıp, nasıl ateş ediyordu? Emniyet birimleri alarmdayken, paniğin önüne nasıl geçilecekti? Ya sıradaki kurban? Silah sesi bu sefer nereden duyulacaktı? Sıradaki kurban kim olacaktı?
Münir Gerçek. 53 yaşında. Marangozluğa meraklı. Evindeki atölyesinde ölü bulundu. Alnına, gözüne ve boynuna çivi saplanmıştı. Tüm çabalara rağmen oğlu Cevat'a ulaşılamadı. Kurbanın ceketindeki kumaş lifleri nereden gelmişlerdi? Evindeki kasa ne zaman ve niçin açılmıştı? Üzerindeki parmak boğum izi kime aitti? Sık sık gittiği söylenen kumarhanede ne olmuştu? Camdaki perdeler neden eksikti? Ve en önemlisi, kurbanın oğlu Cevat neredeydi?
Mutlu gelecek hayalleri! Yapılan büyük bir hata! Ve, karanlık bir arka sokakta son bulan gencecik bir yaşam! Sabaha karşı, Beyoğlu’nun ıssız sokaklarında cesedi bulunan genç kız kimdi? Bileğindeki mühür ne anlama geliyordu? Ölümü bir trafik kazası mı, yoksa cinayet miydi? Çok geçmeden yakınlarda bulunan bir erkek cesedi kafaları iyice karıştırdı! Katil aynı kişi miydi? Kurbanlar birbirlerini tanıyor muydu? Peki, bir yerlerde ikisini de tanıyan başka birileri var mıydı?
Perde Arkasındaki Şaşırtıcı Gerçekler! Reha Tansev. 43 yaşında. İyi bir aile babası. Evinin bahçesinde ölü bulundu. Geçirdiği bir kazada hafızasını kaybeden karısı, ölen adamın gerçek kocası olmadığını iddia ediyordu! Reha’nın iki hafta önce karakolluk olduğu komşusu Tayfun Evin, ne biliyordu? Ortağı Cenap Kunt’la en son ne zaman görüşmüşlerdi? Bahçedeki gübre çuvallarını katil kaçarken mi devirmişti? Evdeki mücevherlere ne olmuştu? Olay yerinde bulunan broştaki kan kime aitti? Yoksa Reha Tansev basit bir hırsızlık olayına mı kurban gitmişti?
Buzdolabından çıkan kesik el kime aitti? Üzerindeki akrep dövmesi ne anlama geliyordu? Elin sahibi cinayete mi kurban gitmişti? Kesik elin tırnak altlarında tespit edilen DNA, katile mi aitti? Ya kısa bir süre sonra bir arabanın bagajında bulunan erkek cesedi? Kesik elle, bulunan ceset arasında bir bağlantısı var mıydı? Yoksa cinayetler farklı katillerin işi miydi?
Tekin Sönmez. 31 yaşında. Organize Şube’de komiser. Nişanlısıyla gittiği sinemanın tuvaletinde öldürüldü! Sinemada Tekin’in yanına gelen esrarengiz adam kimdi? Ceketinin cebindeki notun anlamı neydi? Birkaç hafta önce kavga ettiği, nişanlısının eski sevgilisinin olayla bir ilgisi var mıydı? Tekin, gerçekten de denildiği gibi alkolik ve uyumsuz biri miydi? Yoksa polis teşkilatındaki köstebek, o muydu? Ve kendi hatasının kurbanı mı olmuştu?
Gizemli Bir Tablo! Ve Beklenmedik Bir Ölüm! Anıl Koçak. 31 yaşında genç bir iş adamı. Uzun zamandır tanıdığı Akasya Ailesi’nin evindeki akşam yemeğinin ardından ölü bulundu. Kurbanın ağzının çevresinde kabarıklık ve kızarıklıklar neyi işaret ediyordu? Arabasının arka camındaki yazı kime aitti? Eski ortağıyla araları neden bozulmuştu? Ölmeden önce kurban, kiminle birlikte olmuştu? Hisselerini devrettiği adamla arasındaki sorun neydi? Akşam yemeğinden hemen önce evin küçük oğlu Poyraz, ne duymuştu? Salondaki tablonun gizlediği sır neydi?
35 Senedir Birbirlerinden Kopmamış 4 Arkadaş! Zengin ve başarılı müteahhit Ural Öztunç, her yıl lise arkadaşlarıyla bir araya geldiği meyhaneden çıktıktan kısa bir süre sonra ölü bulundu. Güzel başlayan gecenin böyle bir sonla biteceğini kimse tahmin etmiyordu. Peki meyhaneden çıktıktan sonra neler olmuştu? Ural’ın gece iki kere görüştüğü gizemli telefon numarası kime aitti? Karısının olanlarla bir alakası var mıydı? Birlikte yemek yediği arkadaşları Ural’ı en son ne zaman görmüşlerdi? Kurbanın sağ elindeki çiziklerin nedeni neydi? Elindeki saç telleri nereden gelmişti? Yoksa katile mi aitti?
Farklı Hayatlar! Sokak ortasında, üstü başı kan içinde bulunarak merkeze getirilen adam kimdi? Gecenin geç saatlerinde bir başına sokaklarda ne işi vardı? Ailesi neredeydi? Cebinde durmadan aradığı ama bulamadığı şey neydi? Üzerindeki kan kime aitti? Boynundaki asker künyesinin sırrı çözülebilecek miydi? Ve en önemlisi, bir cinayete karışmış olabilir miydi?
Motor tutkunu Bahar Taşkışla, otobanda yaşanan bir vur kaç olayında hayatını kaybetti. Ancak olayda akıllara takılan birçok soru vardı. Yaya olarak kazaya maruz kalan maktulün, gecenin o saatinde otobanda ne işi vardı? Telefonda saatlerce konuştuğu kişi kimdi? Göğsündeki izler ne anlama geliyordu? Taytındaki yanığın nedeni neydi? Saçlarına yapışmış halde bulunan etiketin gizemi çözülebilecek miydi?
Ölümle Mühürlenmiş Büyük Bir Aşk! Ormanlık alanda gömülü bulunan genç kadın kimdi? Boynundaki penanın anlamı neydi? Otopsisinde ortaya çıkan gerçek, soruşturmayı etkileyecek miydi? Çok geçmeden aynı bölgede bulunan bir erkek cesedi kafaları daha çok karıştırdı. İki ölüm bağlantılı olabilir miydi? Yoksa apayrı cinayetler miydi?
Akıl Almaz Bir Plan! Uykusunda hayatını kaybeden Güneri Kalhan, defin raporunu hazırlayan doktora göre, kalp krizi geçirmişti. Herkes, bu ölüm yüzünden birbirini suçlarken karısı otopsi yapılmasını istedi. Ancak büyük bir sorun vardı: Güneri Kalhan’ın cesedi kayıptı! Güneri Kalhan cinayete mi kurban gitmişti? Cesedini morgdan kim, nasıl kaçırmıştı? Kasasında bulunan boş dosyada ne vardı? Karısının gizli gizli görüştüğü adam kimdi?
Cinlerin Kendilerine Musallat Olduğuna İnanan Bir Mahalle! On sekiz yaşındaki Aygül Yazgan boş bir depoda, bir karış çamurlu suda boğulmuş olarak bulundu. Şanssız kurbanın boynundaki muska ne anlama geliyordu? Montundaki renkli iplikler nereden gelmişti? Ailesinin sakladığı büyük sır neydi? Neden korkuyorlardı? Mahalleye musallat olduğu söylenen cinleri çıkardığına inanılan cinci hoca neler biliyordu?
Gecenin Karanlığında, Şantiye Halindeki İnşaattan Düşen Bir Adam! Otopside alkollü olduğu anlaşılan kurban, dengesini kaybedip düşmüş olabilir miydi? Görgü tanığının karanlıkta zar zor fark ettiği cılız ışık neydi? İnşaatın bekçisi, nasıl olmuş da hiçbir şey duymamış ve görmemişti? Altı yaşındaki kızı diyaliz hastası olan Fahir, kurbanla neden tartışmıştı? Romatizması olduğunu söyleyen kurbanın karısı Deste’nin gerçek rahatsızlığı neydi? İnşaatta ustabaşı olan Köksal, aylar önce neden ameliyat olmuştu? Kurbanın borçlarını ödemek için beklediği büyük para nereden gelecekti? Kurbanın çevresindeki insanların yaşadıkları sağlık sorunlarının, olayla bir ilgisi var mıydı?
Masaj Salonu Görünümünde Bir Batakhane! Sokak ortasında bulunan, saçları ıslak ve alelacele giyinmiş gibi görünen kurban, nasıl öldürülmüştü? Cebinden çıkan mermilerin sırrı neydi? Birini mi kovalıyor, yoksa birinden mi kaçıyordu? Her cevap, yeni bir soruya neden oluyordu. Soruşturma sırasında bulunan kamera kayıtlarındaki görüntülerden, işkence gördüğü ve tecavüze uğradığı anlaşılan kız kimdi? Kayıp olan kız hala hayatta mıydı? Yoksa bulunması gereken bir ceset daha mı vardı?
Lüks ve seçkin restoran La Tulipe’de, stajyer aşçılık yapan Nazlı Kural, bir çöp poşetinde, vahşice katledilmiş olarak bulundu. Bütün deliller cinayetin restoranda işlendiğini gösteriyordu. Nazlı’yı ortadan kaldırmak için herkesin bir nedeni olduğunun anlaşılması uzun sürmedi. Maktul neyle katledilmişti? Cebinden çıkan dolap anahtarı nereye aitti? Diğer çalışanların aksine neden sadece Nazlı, restoranın bağlı olduğu oteldeki personel odasında kalıyordu? Restoranın komisi Özge Pırıl, olay gecesi o odada ne yapıyordu? Diğer stajyer aşçı Yasin Küçük’ün sırrı neydi? Restoranın şeflerinden Hakan Kurt, nereye kaybolmuştu? Gece odasına çorba servisi isteyen Sami Korkut, neden korkuyordu? Otelin güvenlik müdürü ne saklıyordu? Kurbanın odasında bulunan para dolu zarf kimden gelmişti?
Her şeyin başlangıcı, her şeyin sonu; aşk! Bir çok insanın hikayesi, aşkla başlar, aşkla biter! 35 yaşındaki Melike Altay, çok sevdiği kocası Ferhat'ın, attan düşüp ölmesinden sadece altı ay sonra, evindeki küvette ölü bulundu. Oğlu ve kayın validesi de dahil olmak üzere herkes intihar ettiği görüşündeydi. Kocasının ölümü için herkes Melike'yi suçlarken, attan düşmesine rağmen kocasının öldürüldüğünü düşündüğünün ortaya çıkmasıyla, at kazasının da yeniden incelenmesi gerektiği anlaşıldı. Kapanmış olan dosya tekrar açıldı. Eğer Melike intihar etmediyse, nasıl öldürülmüştü? Kayın pederinin o sırada evde olan öğrencisiyle neden kavga etmişti? Oğluyla arasındaki sorun neydi? Yan köşkün şoförü, ne saklıyordu? Çok geçmeden ortaya çıkan güvenlik kamerası görüntülerinde, Melike'nin buluştuğu gizemli kadın kimdi? Maktulün sürekli gördüğü kabusun, kocasının ölümüyle bir ilgisi var mıydı? Ve en önemlisi, Melike ve kocası Ferhat'ın ölümleri birbirinden bağımsız birer kaza mı, yoksa cinayet miydi?
Masum bir kız! Hasta bir ruh! Ve bir seri katilin anatomisi! Bir kreşte öğretmenlik yapan yirmi altı yaşındaki Akasya Erçin, oturduğu apartmanın çatısında vahşice katledilmiş olarak bulundu. Katil, zavallı kızı soymuş, üzerine yazılar yazmış ve göğüs uçlarını kesmişti. Bir seri katille karşı karşıya olduklarını düşünen Başkomiser Orhan, katili yakalamak için, uzun süre Amerika’da çalışmış olan profil uzmanı Doç. Dr. Yüksel Ezgici’den destek almaya karar verdi. Katil, maktulün tanıdığı biri miydi? Aynı sitede mi oturuyorlardı? Neden kurban olarak Akasya’yı seçmişti? Olay yeri, katilin kimliği hakkında neler anlatıyordu? Bu katilin ilk cinayeti miydi, yoksa daha öncesi de var mıydı? Ve elbette en önemlisi, sıradaki kurbanını öldürmeden önce katili yakalayabilecekler miydi?
Gizemli bir kaza! Cinayetle biten bir parti! Ve ortaya çıkan büyük bir trajedi! Otuz dört yaşındaki grafiker İlkan Bakırcı, ofisinde boğazı kesilmiş olarak bulundu. İş yerinin hemen yakınında gerçekleşen trafik kazasında ise, kimliği belirsiz Doğu Avrupalı bir kadın hayatını kaybetti. İki olayın bağlantılı olduğunun anlaşılması ise uzun sürmedi. Kazada ölen kadın, İlkan Bakırcı’nın ofisindeki partiye katılan bir seks işçisi miydi? Cinayeti görmüş ve kaçarken arabanın altında kalmış olabilir miydi? Kadına çarpan şoförün gördüğünü söylediği ve kadını takip eden gizemli adam kimdi? Yoksa İlkan'ın katili de aynı adam mıydı? Soruşturma derinleştikçe, bulunan deliller, acı bir hikayeyi ortaya çıkardı. İlkan'ın cinayetini çözmeye çalışan Başkomiser Orhan ve Komiser Selim’in çabası, çaresiz halde yardım bekleyen seks işçisi kadınları kurtarmaya yetebilecek miydi?"
Kendisini her şeyiyle işine adamış hırslı bir paparazzi! Asla ortaya çıkmaması gereken fotoğraflar! Ve korkulan son! Magazin dergisi Flashlife’ın acar muhabiri Arif İstek, evinde ölü bulundu. Üstelik fotoğraf makinesinin hafıza kartı da kayıptı! Çalıştığı derginin genel yayın yönetmeni, Arif’in hangi haberin peşinde olduğunu bile bilmediğini söylüyordu. Derginin genel yayın yönetmeni ne saklıyordu? Arif kendisi gibi paparazzi olan arkadaşını o gece neden eve çağırmıştı? Kısa zaman önce Arif’i şikayet eden pop şarkıcısının olayla bir ilgisi var mıydı? Derginin bir sonraki sayısında çıplak fotoğrafları basılacak olan ünlü aktristin olaydaki rolü neydi? Çıplak fotoğrafları nasıl çekilmişti? Fotoğrafların çekildiği evi kiralayan emlakçı ne biliyordu? Ve en önemlisi, olay yerinden kaybolan hafıza kartı neredeydi ve içindeki fotoğraflar kime aitti?
Diri diri ormana gömülmüş evli bir çift! Dehşet verici bir ölüm! Ve kayıp bir bebek! Deliller, Bayram ve Hafize Baltalı’nın diri diri gömüldüğünü işaret ediyordu. Nüfus kaydı olmasa da, evdeki eşyalardan ve akrabalardan alınan bilgilere göre çiftin ufak bir bebekleri vardı. Tüm aralamalara rağmen, Ahmet adındaki bebeğe ulaşılamadı. Peki, Bayram'ın amcasının sakladığı sır neydi? Kısa bir süre önce evden ayrılıp sonra geri geldiği söylenen Hafize nereye gitmişti? Evine temizliğe gittiği Seher, neden şüpheleniyordu? Bayram'ın amcasının kapısına dayanan gizemli adam kimdi? Ve en önemlisi küçük Ahmet neredeydi? O da annesi ve babası gibi diri diri gömülmüş müydü?
Başarılı ve yetenekli bir spor eğitmeni! Karmaşık ilişkiler! Ve akıllara durgunluk veren bir son! Özellikle orta yaşlı kadınlara kilo kontrolü için ders veren Peker Balcı, çalıştığı spor salonunda ölü bulundu. Başı kardiyo aletinin ağırlıkları altında ezilmişti. Onun kadar güçlü ve atak bir adamın, nasıl bu şekilde öldürüldüğü ise tam bir soru işaretiydi. Kardiyo aletinde bir arıza olabilir miydi? Salon yöneticisi Yeliz’in sakladığı sır neydi? Peker ve öğrencisi Elvan arasında neler geçmişti? Nişanlısı Yaprak’la aralarında bir sorun mu vardı? Araştırma derinleştikçe ortaya çıkan MOBESE görüntülerinde, Peker’le tartışmakta olan gizemli kadın kimdi? Olaylarla bağlantısı ne olabilirdi?
Kayıp iki çocuk! Akıllara durgunluk veren insanlar! Ve korkunç bir şekilde biten kısacık bir yaşam! Dokuz yaşlarındaki Peri, terk edilmiş bir inşaatta ölü olarak bulundu. Deliller boğularak öldürüldüğünü ve sonra inşaata atıldığını gösteriyordu. Kayıp başvuruları incelendiğinde ortaya çıkan gerçek ise çok daha yürek burkucuydu. Küçük kızın, kardeşinin çizdiği resimler ne anlama geliyordu? Ondan bir gün sonra parkta oynarken ortadan kaybolan altı yaşındaki Sümer de aynı kişi veya kişilerin mi kurbanıydı? Görgü tanıklarının anlattığı beyaz sakallı adam kimdi? Daha önce çocukların tutulduğu tahmin edilen terk edilmiş evde bulunan kafesler ne işe yarıyordu? Ve elbette en önemlisi Sümer hala hayatta mıydı? Yoksa onun sonu da Peri gibi mi olacaktı?
Aynı gece iki silahlı saldırı! İki ayrı cinayet! Ve cinayetlerin ardında yatan büyük trajedi! Laleli’deki bir otelin receptionisti olan Şener Bayram, birçok görgü tanığının gözleri önünde vurularak öldürüldü. Çok geçmeden ortaya çıkan başka bir cinayet, işleri daha da karmaşık hale getirdi. Tekstil atölyesi sahibi Gültekin Haklı da cinayete kurban gitmişti. Yasak olmasına rağmen kumla kot taşlama yapılan tekstil atölyesinde çalışan işçilerin, kendilerini bekleyen korkunç hastalıktan haberleri var mıydı? Otelde olay yerinde bulunan verem ilacı kime aitti? Ve işlenen cinayetler, yaşanan büyük trajediyi aydınlatmaya yetecek miydi?
Kayalıklara takılıp kalmış bir ceset! Yıllar öncesinden gelen bir ses! Ve bilimin, insan doğasıyla savaşı! Kayıp, Bora Laleli’nin cesedi öldükten birkaç gün sonra sahildeki kayalıklarda bulundu. Görgü tanıklarının ifadeleri şaşırtıcıydı! Ama daha şaşırtıcı olan kalp krizi geçirmiş olan kurbanın kayalıklardan atılmasıydı! Kurban nasıl ölmüştü? Evli olan maktulün, bir hemşireyle ilişkisi mi vardı? Maktulün ayrı yaşadığı karısı, hemşireyle olan ilişkisini biliyor muydu? Kayıp olan hemşirenin kocasının olanlardan haberi var mıydı? Bir hafta kadar önce, ünlü bir hipnoz uzmanın konuk olduğu televizyon programında, hipnotize ederek geçmişe gönderdiği kayıp hemşire, neler görmüştü? Hipnoz seansı sırasında yaşananlar gerçek mi, yoksa numara mıydı? Ve en önemlisi, Komiser Selim’le hipnoz uzmanı kadın arasındaki ilişkinin sırrı neydi?
Bir trafik kazası! Ağır yaralı bir kadın! Ve şok edici bir son! İrem Kaygısız’ın kullandığı araba, aşırı hız yüzünden taklalar atarak yoldan çıktı. Kendisi ağır yaralanırken, yanında olduğu düşünülen bir adam hayatını kaybetti. Ancak, kazanın görgü tanığı, İrem’in arabada yalnız olduğunu söylüyordu. Çok geçmeden arabanın bagajında bulunan kan, soruşturmanın bütün akışını değiştirdi. Bulunan kimliği belirsiz erkek, önceden öldürülmüş ve kaza sırasında bagajdan fırlamıştı! Kaza sırasında arkadaşı ile konuştuğu tespit edilen İrem, ona ne söylemişti? Olay gecesi katıldığı “speed dating” organizasyonu neydi? Kurbanla orada mı tanışmıştı? Her şey, bir yanlış anlaşılmadan mı ibaretti, yoksa en ince ayrıntısına kadar planlanmış, “kusursuz bir cinayet” miydi?
9 Bölüm
İstanbul Emniyet Müdürlüğü cinayet masasından Başkomiser Orhan ve Komiser Selim her hafta başka bir cinayeti çözmeye çalışıyorlar. İkilinin bulduğu delilleri Kriminal Laboratuvarda değerlendiren Gamze ile Adli Tıp'ta cesetlere otopsi yapan Doktor Ece ise cinayetlerin çözülmesine yardımcı oluyorlar. Cinayetlerin çözülmesinde yardımcı olan teknikleri ve bunların tarihsel gelişimini ise Prof. Dr. Sevil Atasoy anlatıyor.
05 Kasım 2012 tarihinde yayınlandıSokak ortasında bıçaklı bir saldırı! Peşi sıra bulunan bir ceset! Ve gördüğü hiçbir yüzü hatırlayamayan bir tanık! Üniversite yurdundaki, banka şubesinde çalışan Özkan Çetin, hiç tanımadığı biri tarafından sokak ortasında bıçaklanarak ağır yaralandı. “Prosopagnosia” yani “yüz körü” hastası olan Özkan Çetin, kendisini bıçaklayan adamı görmüş olmasına rağmen, eşgalini bile veremiyordu. Olayın hemen ardından bulunan ceset, kafaları daha da karıştırdı. Özkan Çetin, katili görmüş olabilir miydi? Yoksa katil, yüz körü olduğunu bilmediği tanığı ortadan kaldırmak mı istemişti? Ve en önemlisi, Nöropiskiyatri Uzmanı Profesör Doktor Halit Gümüş’ün cinayeti çözmek için kilit rol oynayan Özkan Çetin'e uygulayacağı testler sonuç verecek miydi?
Lüks bir villada öldürülen bir kadın! Aynı anda evde olan üç erkek! Ve kimsenin duymadığı bir cinayet! Süheyla Atıflı, karısından boşanmak üzere olan sevgilisi Mecit Hangezer’in villasında ölü bulundu. Başını şezlongun köşesine çarpmış ve ardından boğulmuştu. O sırada evde bulunan Mecit Bey, oğlu Berke ve İtalyan asıllı misafirleri Carlo, hiçbir şey duymadıklarını söylüyorlardı. Peki nasıl oldu da evdeki kimse bir şey duymamıştı? Daha önce eve gelen havuz görevlisinin cinayetle bağlantısı var mıydı? Komşu villanın sahibi Melike, neye şahit olmuştu? Sevgilisiyle kavga ederek evden giden Süheyla, eve neden geri dönmüştü? Süheyla'nın bilgisayarında bulunan mailler kime gönderilmişti? Havuz kenarında bulunan, pas rengi otlar nereden gelmişti?
Bir güzellik yarışması! Heyecanla beklenen final gecesi! Ve şoke edici bir son! Her yıl düzenlenen güzellik yarışmasının, hem jüri üyesi hem de sunucularından biri olan Bozok Esenyurt, yarışmanın düzenleneceği otelin bahçesinde, büyük finalden bir gece önce ölü bulundu. Üstelik müdahale etmek isteyen otel doktoru ve güvenlik tarafından bulunduğu yerden taşınmış, olay yeri talan olmuştu.Jüri üyelerinin otelde kalması yasak olmasına rağmen Bozok, finalistlerle aynı otelde kalmayı nasıl başarmıştı? Akşam yemeğinden sonra ortalıkta görünmeyen yarışmanın favorisi Yasemin Yaraman neredeydi? Jüri üyesi Serenay Bingü'nün, Bozok’la alıp veremediği neydi? Yarışmanın en genç finalisti Bade ne saklıyordu? Sponsor ve jüri üyesi olan Hakan Sevenler, Bozok’la neden kavga etmişti?
Kimliği belirsiz bir kadın ormanda gömülü olarak bulundu. Çok geçmeden aynı bölgede bulunan ikinci bir ceset akıllara, o bilindik soruyu getirdi. İki kadının da katili aynı kişi olabilir miydi? Kısa süre sonra bulunan üçüncü bir ceset ise olayları daha da karıştırdı. Üç kadının da kaderini birbirine bağlayan neydi? Her şey bir rastlantıdan mı ibaretti? Yoksa bütün bunlar, soğukkanlı ve planlı bir seri katilin işi miydi?
40. doğum gününde büyük bir parti vererek, aynı zamanda evliliklerinin 10. yıl dönümünü de kutlayan Müge Öztanır, bu büyük günün son günü olacağını tahmin bile edemezdi. Doğum günü pastası kesildiği sırada kanlar içindeki cesedi, kocası tarafından bulundu. Müge'yi kim neden öldürmek istemişti? Maktul partiyi organize eden arkadaşı Altay’la neden tartışmıştı? Evin içinde büyük bir boğuşma yaşanmış olmasına rağmen, nasıl oldu da kimse bir şey duymamıştı? Olay yerindeki kırık kadehte parmak izi bulunan arkadaşı Ayla'nın olayla bir ilgisi var mıydı? Yine partiye katılan arkadaşlarından iş adamı Burak olaya karışmış olabilir miydi? Eski bir sabıkalının parmak izi evin kapısında ne arıyordu? Partiye katılanlar arasında yer alan emlakçı Kamil bir şeyler mi saklıyordu?
Kanıt’ın oyuncu kadrosuna Komiser Yaman Kara, karakteri ile bu haftadan itibaren Tolga Karel de katılıyor. Kare Mimarlık’ın genç ve başarılı mimarı Berrin Uzel, şirketin düzenlediği bir kutlama partisi sırasında öldürüldü. Boğazına sivri bir cisim saplanmış olan maktulün tırnak altlarındaki deri hücreleri kime aitti? Çöp kovasında bulunan kanlı peçeteler neyi işaret ediyordu? Kurbanın sırtındaki cam parçası nereden ve nasıl gelmişti? Bugüne kadar yüzlerce cinayeti aydınlatan Başkomiser Orhan ve Komiser Selim’in arasına kara kedi mi giriyor? Birlikte uyum içinde çalışan ikili, bir yandan karmaşık bir cinayeti çözmeye çalışırken, diğer yandan Cinayet Büro’ya yeni atanan Komiser Yaman Kara'yı da tanımak ve kabullenmek zorunda. Ayağının tozuyla olayın çözülmesine büyük katkıda bulunan Yaman Komiser’in gelişiyle ekipteki dengeler nasıl değişecek? Gizemli geçmişi ve sessiz haliyle Yaman Kara, iyi bir dost mu, yoksa her şeyin sonunu getirecek azılı bir düşman mı?
AVD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yücel Avedyan, sokak ortasında arabasıyla kaza yaptı. Kazada yaralandığı düşünülürken, vurulduğu anlaşıldı. Ancak yoğun bakımda olduğu için kendisini vuranları ihbar etmesi olanaksızdı. AVD Holding’in en büyük rakibi Nurettin Eser’in bu işte parmağı var mıydı? Yücel vurulduğu sırada cep telefonuyla kime ulaşmaya çalışmıştı? Yücel’in kardeşi Hakan Avedyan’ın atölyesindeki kırık çerçevelerin sırrı neydi? Hastaneye gelerek Yücel’in durumunu soran gizemli kadın kimdi? Çözülmesi zor görünen olay karşısında Başkomiser Orhan ve ekibi ne yapacak? Giderek ekibe ayak uyduran ve aniden soğuk halini bir kenara bırakan gizemli Komiser Yaman’ın amacı ne? Gerçekten Selim’le arkadaş mı olmak istiyor? Peki, Selim bu ani değişiklik karşısında ne yapacak? Gelişmeleri soğukkanlılıkla izleyen Başkomiser Orhan, duruma ne zaman müdahale edecek?
Tamamlanmayı bekleyen bir bilmece! Peş peşe çözülen gizemler! Ve şaşırtıcı bir son! AVD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yücel Avedyan’ın vurulmasını araştıran Başkomiser Orhan ve ekibi, Avedyanlar’ın aile avukatı Agop’un ifadesinden sonra, Yücel’in babası Marco Avedyan’ın mezarını açtırmaya karar verdi. Ancak mezar açıldığında herkes büyük bir şok yaşadı. Birkaç ay önce gömülen Marco Avedyan’ın mezarı boştu! Marco Avedyan’ın cesedi nereye kaybolmuştu? Definden hemen sonra Marco’yu ziyarete gelen genç kimdi? Mezarlıkta bulunan mavi saç tutamı neyi gösteriyordu? Delilleri takip eden ekip bu zor olayda mutlu sona ulaşabilecek mi? Ekibe ısınan komiser Yaman ve Selim arasındaki buzlar erirken, Selim, Yaman'ı kabullendi mi, yoksa yeni bir oyun peşinde mi? Ya Başkomiser Orhan? Sessizliğini ve sakinliğini korumaya devam eden tecrübeli Başkomiser, Yaman hakkında ne düşünüyor?
Zor geçen bir otopsi sırasında, Yaman Komiser’le birlikte kısa bir mola veren Ece bir anda ortadan kaybolur. Yaman, Ece'nin nasıl kaçırıldığını görmediğini söyler! Orhan ve Selim’in, Yaman hakkındaki şüpheleri giderek tırmanırken, akıllarında birçok soru vardı! Ece'nin kaçırılmasında Yaman'ın parmağı olabilir miydi? Ece'nin babası Hikmet Bey’in bir sırrı mı vardı? Elinin üzerindeki yara nasıl olmuştu? Yurt dışında yaşayan Ece'nin eski nişanlısı Demir, neden aniden Türkiye'ye dönmüştü? Yoksa Ece tehdit mi ediliyordu? Odasında bulunan mektubu kim göndermişti? Orhan ve Selim, Ece'nin gizlice bıraktığı ipuçlarını takip ederek, onu zamanında bulmayı başarabilecek mi? Selim artık öfkesine hakim olamazken, Orhan hala nasıl sükunetini koruyor? Bildiği bir şey mi var? Yoksa bambaşka planları mı?
Yorum yapmak için Giriş yapın veya Kayıt olun.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!